MOMİ
EVRENSEL
Filmle yasatilmaya calisilan kultur Oktay Vayic
Gecen ay istanbul Ankara ve Eskisehirde bir filmin gosterimi oldu. Kisa metrajli 25 dakikalik Momi isimli filmi digerlerinden ayiran sey Dogu Karadenizde yasayan bir halk olan Hemsinlileri anlatan bir yapim olmasi ve genc bir ekip tarafindan cekilmesiydi. Filmin istanbuldaki galasina yaklasik bin kisi katildi. Ankara ve Eskisehirdeki gosterimlerinde ise kayda deger bir izleyici kitlesi vardi. Filmin yonetmeni ozcan Alper istanbul universitesi Bilim Tarihi ogrencisi. Alperle Hemsin kulturu sinema ve genc insanlarin sanata ilgisi ve Momi hakkinda soylestik... Bize biraz Hemsinlilerden bahseder misiniz?
Hemsinliler bugun Dogu Karadenizde yasayan Ermenicenin bir lehcesi olan Hemsinceyi konusan bir topluluk. Hemsince yazi dili olmayan sozlu dile dayanan bir dil. Bu Hemsin kulturu acisindan zamanla yok olmayi ve unutulmayi da beraberinde getiriyor. oyle ki feodal kulturun hakim olmasi Hemsinliler icin biraz avantaja donusmus. cunku ice kapali Hemsin kulturu kendisini kismen de olsa koruyabilmis. Ama Hemsinlilerin yasadigi Dogu Karadeniz bolgesinde yogun olarak cay uretimine gecilmesiyle birlikte bu kapitalist uretim bicimi kapaliligi kaldirdi. Bu tabi ki tarihsel olarak kacinilmaz bir durumdu.
Hemsin kulturu icin diger bir olumsuz etkense 1980 sonrasi bolgeden buyuk sehirlere ozellikle ekonomik nedenlerle yogun bir goc yasanmasi. Buradaki nesil cocuklarina Hemsince ogretmedi kendisi de bu kulturden uzaklasmaya basladi. Artik her eve televizyon girdi. Televizyon dilin unutulmasini kolaylastirdi.
Aslinda Turkiyede yasayan mozaigin parcasi oldugu soylenen diger topluluklar gibi Hemsinlilerin de kulturel sorunlarinin basinda tarihlerini unutmus olmalari geliyor. Bu noktada onlari direkt suclamak dogru degil tabi ki. Kaldi ki bu durumun sadece Hemsinliler acisindan degil tum Turkiye acisindan bir kayip oldugunu dusunuyorum.
Hemsinlilerde sanirim butun sozlu kulturlerde de bu boyledir buyukannelerin bu kulturu genc nesillere ulastirmak gibi bir misyonlari olmustur. Filmimizi buyukannelere adamamizdaki en temel neden buydu. Aslinda ozellikle unutulmaya yuz tutmus masallarin destanlarin halk arasindaki birtakim inanislarin ve deyimlerin aktarilmasini daha cok buyukanneler saglamistir. Hemsin kulturunun surekliligini saglayan en onemli etkinlik ise Gorlardir. Bunlar koyde herhangi birinin evinin yapilmasi gibi toplu emek gerektiren islerin kadinli erkekli hem calisip hem turku soyleyerek yapilmasidir. Bu etkinlige son 15 yildir rastlamak mumkun degil artik. Yine kiskil misirlarin hazirlanmasi icin sonbaharda kadinlarin toplanarak hem calisip hem de atma turku olarak bilinen turkulerin soylenmesi onemli bir etkinliktir. Yine Karadeniz yoresinde yaygin olan Hemsinlilerin de israrla surdurmeye calistiklari yaylacilik ve ozellikle buradaki yasam bicimi gunubirlik senlikler kulturun surekliligini saglayan durumlardir.
Bu filmi yaparken ne gibi sorunlarla karsilastiniz. Sinemanin en temel sorunuyla maddi imkanlarin yetersizligiyle karsilastik. Ama bunu da bir sekilde kolektif bir calismayla ters yuz ettik. Gerek filmin cekim surecinde gerekse hazirlanis surecinde katkilarini sunan ve emek sarf eden butun insanlar hicbir karsilik beklemeden yalnizca bu filmin ortaya cikmasi icin ugras verdiler. Diger sorunlar ise teknik olarak karsimiza cikan sorunlardi. cekim yapacagimiz yaylada elektrigin olmamasi gibi...
Oldukca genc bir yonetmensiniz. Sinemaya nasil basladiniz? Momiden once baska calismalariniz oldu mu. Aslinda ben sinemaya tam da Hemsinlilerin durumuna ornek teskil edecek bir noktadan geldim. Bir donem ciddi olarak edebiyat uzerine yogunlastim. Bu donemde oyku yazmaya calstim esas istedigim bir roman yazmakti ama fark ettim ki Turkceyi iyi bilmiyordum. Bu tam da bir dilin yalnizca bir konusma dili olarak var olamayacaginin kaniti idi. Ve o donem yazmak istediklerimin aslinda goruntu diline daha yakin oldugunu gordum.
Lise yillarindan beri sinema ile iyi bir seyirci olarak iliskim vardi. ozellikle Vecdi Sayarin TRT 2deki iki Film Kusagi benim icin dunya sinemasinin orneklerini gorme acisindan cok onemliydi. Aslinda ilk egitimim bu filmlerdi diyebilirim. Daha sonra 96 97 yillari arasinda Mezopotamya Kultur Merkezi (MKM) Sinema Biriminin duzenledigi sinema kursuna katildim. Kurs tam da alternatif bir egitim sureciydi. Kursu bitirdikten sonra MKM Sinema Birimi ile bir yil daha beraber calistik. Bu surecte Kazim oz’un Ax (Toprak) filminin senaryosunu beraber yazdik. Daha sonra ekonomik nedenlerden dolayi televizyon sektorunde calismaya basladim. Halen bir yapimci sirketinde kurgucu olarak calisiyorum.
Genclerin sinemaya ilgisini nasil degerlendiriyorsunuz? Diger sanat alanlarini tam olarak bilmiyorum ama sinema alanina baktigimizda gencligin sanata ilgisi buyuk. son yillarda populerliginden kaynakli ciddi bir egilim var. Bu bir yaniyla guzel bir sey. ozellikle kisa metrajli film alaninda cok fazla film ortaya cikiyor daha cok alternatif ve bagimsiz yarimin yolunu aciyor. Ama diger taraftan sanat ve kultur bos zaman isidir. Bunu hep kullanildigi kotu anlamiyla kullanmiyorum. Gercekten insanin kendini gelistirebilmesi icin okuyabilmesi sinemaya tiyatroya gidebilmesi dusunsel olarak kendini gelistirebilmesi ve ifade edebilmesi icin kendine ayiracagi gercek zaman olarak ifade ediyorum. Ciddi anlamda bos zaman gerekiyor. Bizim de ozlemini duydugumuz sosyalist toplumun en guzel yanlarindan birisi de insanin kendini dusunsel anlamda gelistirebilmesi icin is disinda zamani olmasidir.
onumuzdeki donem icin projeleriniz neler? onumuzdeki dort yil icin kisa metrajli film projelerim var. Ama bundan belki de 10 yil sonra kafamda bir Hemsin tarihi belgeseli planladim. Onun disinda Behice Boranin hayatini filme almak istiyorum...
RADiKAL
ISTEYINCE OLUYORMUS
Ozcan Alper in Momi adli 25 dakikalik filmi bilgisizlikten kaynaklanan onyargilara karsi yok olmaya yuz tutan Hemsin kulturunu tanitmayi amacliyor GuL ALTAN iSTANBUL - Elektriklerin kesildigi geceler cogumuz icin kâbus gibidir. Her ne kadar aptal kutusu diye yerden yere vurulsa da ailelerin yegâne eglence aleti televizyon susar ve herkes soylenmeye baslar. Ancak kisa bir sure sonra butun ev halki bir mumun etrafinda oturmus gule oynaya sohbete dalmistir. iste Susuzyurt Yaylasi da televizyonsuz geceler gibi. Dogu Kackar Daglari nda uc bin metrede Artvin ve Ardahan sinirinda bir yayla Susuzyurt. Hemsinliler ve Kurtlerin yaz aylarindaki ugrak yeri. Kurtler hayvancilik icin yaylaya cikarken Hemsinliler yillardir suregelen gelenekleri icin cikiyor ve kucuk capta ev isleri disinda butun gunlerini konusarak yok olmaya yuz tutan kulturlerini kendi aralarinda yasatarak geciriyorlar. Yaylanin kesfedilisini ise Momi de yasli bir koylu soyle anlatiyor Bir gun Batum-Gonye den camislar kacmis. Onlari almaya gelen koyluler bakmislar ki burada her yer cicek her yer yesil... ozcan Alper in yonettigi ve kendi hikâyesinden ozkan Kucuk le birlikte senaryolastirdigi Momi 25 dakikalik bir film. En onemli ozelligi ise Hemsin diliyle (Ermenicenin bir lehcesi) cekilen ilk film olmasi. Filmin muzikleri arasinda yer alan Ersin celik in soyledigi Tarnus da Hemsince soylenen ilk sarki. Aslen Ermeni soyundan gelen Hemsinliler Osmanli yonetiminde Muslumanlasmislar. Ancak kendilerini ne Ermeni ne de Turk olarak goruyorlar; Biz Hemsin iz diyorlar. Artvin de dogan ozcan Alper bugun sadece birkac koyde konusulan ve yavas yavas yok olan Hemsin kulturunu tanitmayi amacliyor Momi de boylelikle bilmemekten gelen onyargilarin ve nefretin onune gecilebilecegine de inaniyor. Artvin de Gurculer Lazlar ve Hemsinliler bir arada yasar. Birbirlerini tanir ve sayarlar. Herkes kendi kulturunu yasar ancak kimse Kurt sun Gurcu sun ayrimi yapmaz diyen Alper filmi cekerken biraz da cekinmis. Turkiye de suregelen meseleleri dusundugumuzde pek de yersiz sayilmayacak bir nedenden; Hemsin milliyetciligi yapmakla suclanabilirdim... ozcan Alper Kazim oz un once yasaklanan sonra ise istanbul Film Festivali ne Brezilya Almanya ABD ve Yunanistan da festivallere katilan ve Milano Festivali nde Kisa Film dalinda birincilik odulune Hamburg da Frances Ode adina verilen odule deger bulunan yabanci basina konu olan Ax in (Toprak) da senaryo grubunda calismis. Momi yine Mezopotamya Kultur Merkezi Sinema Birimi nin bir urunu olan Ax in izinden gidiyor. Filmin gecen pazar gunu Nâzim Kultur Evi nde yapilan galasina yaklasik bin kisi katildi. Kucucuk salon kisa filmlerle sadece ogrenciler ilgilenir onyargisinin aksine farkli kulturlerden gelme genc yasli bir kalabalik bir grubun istilasina ugradi. Momi her yeni gunun bir oncekinin aynisi oldugu Susuzyurt un uzun agustos gunlerinde geciyor. En buyuk tutkusu ata binmek olan kucuk Marte bir gun dere kenarinda Lusnika yla karsilasiyor. Ve ona ilk goruste âsik oluyor. Marte nin en yakin sirdasi dogustan kor 30 yasindaki Momed. Filme adini veren buyukannesi ( Momi ) ise ona gercekten isterse her seyi elde edebilecegini soyluyor. Basrolleri paylasan Nogay Alper Burcu Ustabas Mommed Karaibrahimoglu ve Hatice Yenigul ilk defa bir filmde oynayan Hemsin koyluleri. cekim ekibi ise dort kisiden ibaret. Amator bir ruhun ve cevreden alinan kucuk ekonomik katkilarin urunu olan filmin cekimleri elektrigin olmadigi Susuzyurt Yaylasi nda bes gunde tamamlanmis. cekim ekibi filmi ancak bitirip istanbul a dondukten sonra izleyebilmis. simdi en buyuk amaclari Momi yi filmde rol alan Hopa daki Hemsin koylulerine izletmek. Elbette o da olacak. Ne demisti Momi Gercekten isterseniz her seyi elde edebilirsiniz.

vova**vova Hemşinliler, Doğu Karadeniz’de gürül gürül yeşilin içinde pek de farkına varmadığımız, küçük ama renkli bir topluluk. ‘Vova’ albümü, solmakta olan bu rengi bize otantik dilde söylenmiş ezgilerle hatırlatıyor. Dünyadaki, tamamı anonim Hemşin ezgilerinden oluşan ve Hemşince söylenmiş ilk müzik albümü olan ‘Vova’da, Hikmet Akçiçek tarafından Hopa Hemşinlileri’nden derlenen Hemşince ve Türkçe söylenmiş 10 türkü; biri Hemşin horonu olmak üzere Karadeniz kavalı ile çalınmış 3 ezgiden oluşan toplam 13 eser yer alıyor. Albüm, bir Ada Müzik yapımı. Hikmet Akçiçek, Ersin Çelik ve Mustafa Biber, ‘Vova’da, ülkemizin artık solmakta olan bu rengini bize kendi dillerinde söylenmiş ezgilerle hatırlatmak istemişler. ‘vova’, Temal’i Muzaffer’in Garmi Dodge’una (Kırmızı Doç) doluşup çıkılan yaylalardan, kaval ve tulum sesleriyle horona durulan Hemşin köylerinden, saçak altlarında karakoncolozların çocukları korkutmak için beklediği, genç kızların hüzünlü ezgilerini tavana asılan gaz lambasının eşliğinde ettiği günlerden sesleniyor bize ... HEMŞİNCE SÖYLENMİŞ İLK MÜZİK ALBÜMÜ ‘Vova’, tamamı anonim Hemşin ezgilerinden oluşan ve Hemşince söylenmiş ilk müzik albümü. Geleneksel ezgilerin günümüz formlarıyla buluştuğu güçlü bir altyapı üzerine oturtulan albüm, ilk olması açısından da belge niteliği taşıyan özgün bir çalışma. Düzenlemeler ve yönetmenliğini Mustafa Biber’in yaptığı albümde; kavallar, Karadenizli kaval sevenlerin yakından tanıdığı Kerim Aydın ve Hopa Kaya köyünden Remzi Tatar tarafından, tulum Birol Topaloğlu, kemençe ise Tahsin Terzi tarafından çalınmış. Albüme ayrıca Kardeş Türküler ve diğer Karadeniz albümlerinden tanıdığımız Ayşenur Kolivar da vokal ile destek vermiş.
VOVA Hemşin Ezgileri - Hamşetsu Ğhağ
Maa aakag maa
Raşa
Gelini
Asa onder asa
Nenni nenni
Hemşin horunu
Heydane
Ha yaylalar
Kukkun kuka gonçagu
Yar yar
Ella ella
Havaz ali meraletsz
İnce ğharğhan havası / Ağırbar
Gelini
|